- 2016 için bas bas bağıran niyetim,
daha fazla somut üretim yapmak. Erken emeklilik ile özgürlüğe
kanat çırpmaya başladığım 2012 Yaz'ından bu yana bir sürü
şey yaptım/yapıyorum ve bunların tamamına yakınının ortak noktası soyut
olmaları. Sağlıklı iletişimi yaşayarak öğrenme, çemberler,
atölyeler, topluluk olma hayalleri ve bunu mevcut hayatımda
olabildiğince uygulama; yazma, yazma, okuma, yazma, yazdıklarımı
kitaba evriltme, tanıdık/tanımadık okuyucularla/dostlarla yazışma
ve onlara dönüşüm süreçlerinde destek olmaya çalışma vs.
Geçenlerde ilham geldi ve hiçbir tarife falan bile bakmadan erişte yapıverdim mesela. İlk heyecanla hemen haşladım ve sıcak sıcak yedik. Hiç fena değildi. |
Kalan erişteleri ise kuzinede fırınladım ve bir kavanoza koyup dolaba attık. Bakalım hangi şanslı misafirlere kısmet olacak ((: (Fotoğraf çok kötü ama idare edin.) |
Somut ve soyut üretim arasında bir
sidik yarışı veya hiyerarşi olduğunu düşünmüyorum, birinin
diğerinden daha üstün veya öncelikli olduğunu da. Ispanak
yemek ne kadar gerekliyse, sosyal bir hayvan olan insan için;
birbirini dinleyebilmenin, anlayabilmenin, dayanışmanın da
insanlık olarak girmiş olduğumuz girdaptan çıkma yolunda o kadar
gerekli olduğunu düşünüyorum. Aradaki fark şu olabilir:
Yemek yemeden yaşayamayız lakin birbirimizi anlayamazsak bir
şekilde yaşarız. Ama işte, bir şekilde! Hayal ettiğim
dünyada bir şekilde yaşamıyoruz. Sağlıklı gıdamızı
ürettiğimiz gibi sağlıklı toplumsal yapıyı da üretmemiz hayrımıza olacak. Bu toplumsal yapı ise hayal ederek,
okuyarak, yazarak, düşünerek (köşeli, doğrusal analizlerden
değil, hissederek düşünmekten, sentipensante'den
bahsediyorum) ve uygulayarak, deneyerek vuku bulacak. Ahan da geçtiğimiz üç
küsur yılda yapmaya çalıştığım şey daha ziyade bunlardan
ibaret. Şimdi ise terazinin diğer tarafında güçlenmek
ihtiyacındayım.
- 2016'da çok fazla kutlama
yapmaya niyetliyim. Ota boka kutlama! Hayatın ta kendisi zaten son
derece kutlanası bir olay, ki bu kutlamayı çoğu zaman gayet güzel
yapabildiğimi düşünüyorum. Gündelik işleyişi kutlamayı iyi
beceriyorum. Siz hiç her çiş yapışta, her tahin-pekmez yiyişte,
her odun kesişte sevinen biri gördünüz mü? -Nadiren bakıyorum
gerçi ama- ben her aynaya bakışta görüyorum.
Bu yıl ise gündelik sıradanlığın
dışına taşanı da kutlamaya niyet ediyorum. Mesela doğum günümü
neden kutlamayayım arkadaş? Sevgililer günü ile bir değil ki o!
Bir tanesi tam bir tüketim vesilesi iken bir diğeri benim dünyada
bulunuşumu kutlamayı getiriyor. Neden yapmayayım bunu? Bu yıl
yapıcam! (Son on küsur yılda sadece 30'u kutladım.)
Kitap basıldığında (ki epey az
kaldı) gittiğim her yerde kutlayacağım! Hangi şehre, köye
gidersem insanları bu vesileyle toparlayıp kutlayacağım işte.
Tekrar tekrar şarap kadehimi veya çay bardağımı kaldıracağım
bunun için. Evet, yapacağım. ((:
O veya bu şekilde eriştiğim parayı
kutlayacağım. Daha fazla güzelliğe hizmet etmek üzere daha
fazlasını isteyeceğim her seferinde. Bunu isteyebildiğim için,
hazretleriyle büyük oranda barışabildiğim için bu durumu da
ayrıca kutlayacağım.
- Bana verilen her türlü armağanı
kutlayacağım, verenleri onurlandıracağım. Topluluğumuzun balta
sponsorunu veya bize arabalarının bir yıllık kullanımını
armağan edenleri, yazılarımı okuyup hiçbir şekilde
tanışmamamıza rağmen bana türlü konuda destek olanları ve destek isteyenleri, içlerinden akan cümleleri kutlayacağım. Hiçbirini sıradanlaştırmadan... Her seferinde sevinecek, her seferinde -hiç
olmazsa- tahin-pekmeze bandığım ekmeğimi bu kişilerin
mutluluğuna kaldıracağım.
Dostlarımın, ailemin varlığını
kutlayacağım; miadı dolmuş ve hayatımdan çıkan şeyleri ve
kişileri kutlayacağım. Geleni de kutlayacağım, gideni de; vuslatı da hasreti de; yaşamı da ölümü de... Yaşamın
değişmez tek gerçeği olan döngüyü kutlayacağım.
Viktor'a selam olsun: Yaşam dönüşümdür.
Evet evet, şimdi aklıma geliyor:
Kocaman yazayım odama, bir de aklıma: Her gün şöyle bir
düşüneyim: Bugün neleri kutladım? Neleri atladım ve şimdi
kutlayabilirim?
- 2016'da İngilizce konusunda
somut adım(lar) atmaya niyetliyim. Temelim epey sağlam güya ama
İngilizce konuşmaktan, okumaktan her daim kaçıyorum. Harika
yazıları kaçırıyorum (çünkü üşeniyor ve okumuyorum), harika
sohbet fırsatlarının büyük bir kısmını (üşeniyorum, bazen
biraz da çekiniyor ve konuşmuyorum, dinlemiyorum) kaçırıyorum.
Bunu kendime niye yapıyorum ki? Biraz çaba harcamam gerekiyor
sadece. Bu çabanın ne olduğundan da
emin değilim ama bulacağım. Bir süre yurt dışında takılmak
mı, daha fazla İngilizce filmi altyazısız ya da en azından
İngilizce altyazılı izlemek mi, zorla bir şeyler okumak mı, çok
uzun olmayan, hem de ilgi alanımdaki yazıların çevirisini yapmak
mı, hepsi mi, başka bir şey(ler) mi... Bu şey(ler) her neyseler, bu
yıl bunla ilgili ciddi adımlar atmak ve bu konuda rahatlamak
istiyorum. Önerilerinize aç ve açığım bu arada.
- 2016'da erteleme huyumdan vazgeçmeye
niyet ediyorum. Yapmak istediğim şeyleri (bulaşık yıkamak da
olabilir, okumayı çok istediğim kitaba artık başlamak veya ne
zamandır tanışmak istediğim kişileri ziyaret de) zamanında
yapmak, böylece hem ihtiyacımı karşılamak hem de her daim dolup
taşan yapılacaklar listemi hafifleterek bana yük
olmamalarını sağlamak, hayatımı kolaylaştıracak biliyorum. O
halde yap be adam! (Yapmıyorsan da yapmak istemiyorsundur belki, siliver bakalım listeden - bakalım ne hissedeceksin.)
- Vücuduma ve sağlığıma daha da
fazla özen göstermeye, beslenmeme daha da dikkat etmeye, ayrıca
hayvan ve hayvansal ürün yeme konusuna kafa yormaya (yine
sentipensante ile) daha fazla mesai ayırmaya niyet ediyorum.
- Doğada daha fazla vakit geçirmeye
niyet ediyorum. Köyde ve ormanın içinde yaşamama rağmen,
yukarıda soyut üretim olarak bahsettiğim entelektüel faaliyetler
(okuma, yazma, film izleme vs.) ve bazen de tembelliğim-konformistliğim beni beton
evimizde tutuyor çoğunlukla. Halbuki orada doğa var, orman var; baş öğretmenimiz! Daha çok doğa, daha çok gözlem, daha çok
yürüyüş, daha çok kamp... Gelsin!
- Daha
da sadeleşmek, daha da az eşya kullanmak, daha da az tüketim
kalemini hayatımda tutmak istiyorum... Hayatımdan neyi
çıkarabilirim? Nasıl daha da küçülürüm? Şunu-bunu-onu
kullanmama gerçekten gerek var mı? Varsa da piyasadan satın
almadan nasıl alternatifler üretebilirim? İşte bu soruları
sormaya devam edeceğim.
- Son olarak da... Kutlama kısmında
yazdım ama burada ayrı bir madde olarak da yazmak istiyorum ki
2016'da daha fazla paraya erişmek istiyorum. Daha fazla harcamak
için değil aslen, yoksa bir önceki madde ile tutarsız olurdu. Ama
bu akışın önünü açmak istiyorum. Ara ara okuyuculardan gelmeye devam eden
armağanlarla, beklentisiz olarak verecek olduğum kitap armağanıma
gelecek olan dönüşlerle, belki yapacağım somut üretimlerden
veya bir yandan yine atölye, şu-bu etkinliklerle daha fazla paraya
erişmek istiyorum. Az tüketmek bir yana, az harcamak için kendimle
yarışmak istemiyorum. Ekolojik gıdaya erişim için, ulaşım
masraflarım için, belki yakın veya orta vadede yapacak olduğum
yurt dışı seyahat(ler) için paraya ihtiyacım var ve bunu
görmezden gelmek, yok saymak bana hizmet etmiyor. “Ayda 400 harcıyorum,
fazlasında gözüm yok.” demiyorum artık. Var abi, fazlasında
gözüm var. Bana lazım olmazsa, etrafımda muhteşem ruhlar var
destek bekleyen ve fazlasıyla hak eden. Onlara akıtırım! Ama
gelsin para, kaçmıyorum. İstiyorum, aktif beklemeye geçiyorum.
İşte bunlar! Salıveriyorum ortaya ve açıveriyorum kollarımı...
İşte bunlar! Salıveriyorum ortaya ve açıveriyorum kollarımı...
----------------------------------------
Blog yazarının notu:
Bildiğin -ya da bilmediğin- üzere 2012 Temmuz'undan bu yana, bilerek ve isteyerek çalışmıyorum. Yani klasik anlamda "çalışmak"tan bahsediyorum tabii. Zira aslında hiç olmadığım kadar üretim halindeyim, ayrıca -yeri gelmişken- son derece keyifli ve afiyetteyim. Bu üretim sürecinde ortaya çıkan şeylerin çoğu bugünün piyasasında "para eden" şeyler değil ama bu, onların kıymetini azaltmıyor, içim ferah. Kendim ve diğerleri için daha güzel bir yaşam düşü, bu konuya kafa ve kalp yorma, yazıp çizme, bi'takım uygulamalar yapma ve buna kendini adama ne zaman para etmiş ki...
Yok yok, katiyen şikayetçi değilim bu durumdan, hatta bunun için ayrıca şükran doluyum. Cidden! Hayatımı sürdürürken az miktarda da olsa (ayda birkaç yüz tl) paraya gereksinim duyuyorum ve yaptıklarım, bu parayı çoğu zaman "doğrudan" getirmiyor. Hep bi'takım dolambaçlı yollar... Neyse ki bu yolları da seviyorum. ((:
Diyeceğim o ki eğer yukarıdaki veya diğer bir yazım -veya belki de bir eylemim- bir yerlerine dokunduysa; seni mutlu ettiyse, düşündürdüyse, sana ilham verdiyse ve içinde benim için bir şeyler yapmak üzere harekete geçme isteği duymana yol açtıysa, bunun sonucunda da bana para veya başka bir armağan iletmek istersen: emreertegun@gmail.com adresinden bana ulaşır mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...