Sayfalar

6 Nisan 2014 Pazar

sıkıntı basınca...

Benim olmayan sıkıntıları üstüme almama konusunda ilerlediğimi düşünsem de bugünlerde gündemden ve dertlerden alamıyorum kendimi.

Hepsi de üstüme üstüme geliyor, ne yapacağımı şaşırdım. Daha bugün Pamircik öldü ama ölmesinden ziyade arama-kurtarma çalışmaları esnasındaki sosyal medya savaşları tek kelimeyle mide bulandırıcıydı. Ne zaman böyle olduk biz? Hep mi böyleydik? Çıkış yolu nerede?..

Doğa katlinin sembollerinden üçüncü köprünün inşaatında biraz önce ölen üç işçiyi ne yapacağız peki? Milyonlarca ağacın ve diğer canlının ölümüne şimdiden sebep olmuştu ve oluyordu zaten de böyle bir kaza, pardon iş cinayeti, fena halde iç burkucu!

Seçim sonrası süreç de korkunç ve süreçten daha korkunç olanı tüm bunların bile normalleştiği bir ülkede, dünyada yaşıyor olmamız. Bırak normal olanları, en anormal şartlarda bile dünya durur yahu bütün bu olan biten sonrası. Çalınan oylar, çöplerdeki tutanaklar, onbeşinciye sayılan oylar ... Ve bir anda kanıksayıverdik işin kötüsü bunları bile. Yani bu ülkenin hukuk devleti olduğunu falan düşünüyor değilim ve demokrasiyi sandığa bağlıyor hiç değilim. Kaldı ki demokrasinin iyi bir yönetim şekli olduğunu da düşünmüyorum. Benim tek hayalim 300 kişilik anarşist cumhuriyet kurmak bir yerlerde. Ama madem şu an için -sözde bile olsa- demokratik bir ülkede yaşıyoruz, bari seçim sonuçlarına güvenebilelim yahu. Siyasetçiye zaten güven olmuyor; polise, askere, hakime, savcıya, hiçbirine güvenemiyoruz; medyanın ipliği pazara çıkmış, her yerde güç ilişkileri, şunlar-bunlar... Tüm bu ahval ve şerait içinde zaten sağlıklı seçim yapılamaz, tamam da, bari sağlıksız seçimimizin "normal" sonuçlarına ulaşalım! Bunu bile yapamıyoruz. Yani yapsak yeteceğinden değil de hani hiç olmazsa, hiç olmazsa...

Bitmiyor ki daha neler neler var!

Diyorum ki enerjimi güzel şeylere vereyim, oluşan "yeni"ye vereyim... Yine veriyorum da elimden geldiği kadar, ayrı da... Arada bi' nefessiz hissediyorum... Suyun üstüne çıkamayacakmış gibi... Ama yok, kabullenmek lazım. Demiş ya o meşhur duada, "değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır" istemiş ya; işte ondan istiyorum ben de...

Zaten senenin ilk sinekleri her yerimi ısırıyorlar şu anda...

-----------------------------------------
Eğer bu veya diğer bir yazım -veya eylemim- bir yerlerinize dokunduysa; sizi mutlu ettiyse, ilham verdiyse, düşündürdüyse, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmek için teşvik ettiyse vs. ve buna karşılık olarak bana para veya başka bir armağan iletmek isterseniz bi' ses verin lütfen: emreertegun@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazıyla ilgili yorum yapmak için...