Sayfalar

12 Aralık 2013 Perşembe

Biliyorsan sorumlusun

Hani birçok konuda “Benim yapmamla mı değişecek?”, “Bi’ tek ben yap(ma)sam ne olur ki?” falan diyorsun ya, bence yanlış yapıyorsun. Sana bunu bir örnek üzerinden anlatayım, yine sen karar ver.

Bir yere gideceksin ve ucuz uçak bileti buldun ama için de rahat etmiyor mesela. 1 saatlik uçak yolculuğu yerine 10 saatlik otobüs yolculuğu yapmayı düşünüyorsun, çünkü uçak yolculuklarının kat be kat daha fazla karbon salınımına yol açtığını biliyorsun.* Ama konfor ve hızlı gitme gibi etkenler ağır basıyor ve alıveriyorsun uçak biletini. Çünkü diyorsun ki “İyi de ben gitmesem de başkası gidecek ve bu sefer her halükarda yapılacak. O zaman niye rahatıma bakmayayım ki?”

Ama öyle değil işte! Neden biliyor musun? Her şeyden önce, her türlü kararı verirken kendi bakış açınla ve değerlerinle vermen gerekliliği var. Yani sonuca göre değil de iç tutarlılığa göre karar vermek lazım. Yani o uçak her halükarda gidecek olabilir ama sen bunun bir parçası olmamayı seçerek, en azından kendi üzerine düşeni yapmış olursun. Bu şekilde davranmak ve kararları öyle almak, iç dengeni sağlamanı ve her şeyden önce kendine karşı tutarlı ve samimi olmanı sağlayacaktır.

Ayrıca neden biliyor musun? Bu tip tutumlar her zaman için bulaşıcıdırlar. Yani senin uçak yerine otobüsü tercih etmen çevrene, eşine-dostuna da yansıyacak ve muhtemelen zamanla en az birkaç kişi benzer şekilde tutum alacak, bu olmasa bile birçok kişinin aklına soru işaretleri düşürmüş olacaksın. Bu nedenle bu seçimin aslında sadece senin seçimin olmaktan çıkacak, başkalarına da dokunacak ve bu dokunuş sonrası onların değişen tercihleri yine kendilerini ve başkalarını etkilemeye devam edecek. Yani kartopu etkisi yaşanacak.

Bir de neden, biliyor musun? Bu seçimin, bir ihtimal bir uçak seferinin iptaline bile yol açabilir. Nasıl mı? Çok sallama bir örnek kuracağım ama bu örnekteki mantığın çok mantıklı olduğunu göreceksin. Yani oranlar sallama ama mantık, mantıklı. Özhava Havayolları’nın A şehrinden B şehrine günde 3 tane seferi olduğunu ve bu seferlerin devamı için en az %60 dolu olmaları gerektiğini varsayalım; ortalama %60’ın altına düştüğü anda günlük seferlerden birini iptal ediyor olsunlar. (%60 oranı sallama ama belli bir orandan sonra ediyorlar illaki.) Firma yetkilileri uçak doluluk oranlarına göre, haftada bir sefer sayılarını gözden geçiriyor olsunlar. Eğer o haftaki doluluk oranı kritik oranlarda ise ve senin bilet aldığın alternatifte, tam da %60 doluluğu ucu ucuna sağlanıyorsa, almadığın takdirde de %59,4’e düşüyorsa mesela, bir anda her gün yapılan bir uçak seferinin artık yapılmadığı bir duruma gelmiş oluyoruz. Ne güzel, hımm?

Bu örneği bu konuları dert ettiğini varsayarak verdim bu arada ve hayatımızda karar verebileceğimiz hemen her şeye uygulanabilir bir mantık olduğunu düşünüyorum. Yani aldığımız her kararın, attığımız her adımın, mümkün mertebe düşlediğimiz dünya ile tutarlı olması her şeyden önce kişinin kendisi için önemli; bununla birlikte bu kararların ve adımların her biri bizimle sınırlı kalmayıp diğer insanları da etkileme gücündeler. Ayrıca %60 örneği gibi bir durum tesadüf ederse, o kararın doğrudan ve hızlı bir etkisi bile olabilir duruma. Ama doğrudan olmasa da dolaylı etkileri yayılarak ilerleyecektir. İşte bu nedenle, yazının ilk satırında yansıttığım gibi yaklaşma, olmaz mı?

Ha bu arada, çevre ve dünyamız konusunda hassas bir insan olmakla birlikte yakın zamana kadar uçak yolculuğunun yol açtığı karbon salınımının üstünde çok durmuyordum; bir şekilde göz ardı ediyordum galiba. Ama biraz araştırıp bu yolculukların yıkıcı etkisini fark ettim ve artık iki kere düşüneceğim. Mesela 1 ay önce İstanbul’dan İzmir’e gelirken otobüsle aynı fiyata uçak bileti de vardı ama almadım.

Bu, bir daha asla uçağa binmeyeceğim anlamına geliyor mu, şu an itibariyle bilmiyorum. Yani bir gün Batman’a yolum düşerse -ki düşecek-, belki 30 saat (attım!) yolculuk yapmayı göze alacak mıyım, bilmiyorum. Veya daha uzaklara, yurtdışına falan gidersem mesela… Ama bu konu hep gündemimde kalacak ve -eğer yaparsam- her uçak yolculuğuna karşılık bu zararı telafi edecek bir şey yapacağım mesela belki. Çünkü artık biliyorum ve bu bilgi bana sorumluluk da getiriyor.

Sen de her uçağa binişinde, her naylon poşet tüketişinde, her ucuz işgücü -veya daha da kötüsü çocuk işgücü- kullanılan ürünleri tüketirken iki kere düşün, istiyorum. Mutlaka bir etkisi olacak çünkü. Bunu bil.
 
* Bu ve bunun gibi diğer bilgilerden tamamen bihaber veya bihaber olmasa da hiç umursamayanlar hala çoğunluk, farkındayım. Ama bu yazının muhatabı sensin zaten; sen biliyorsun ve umursuyorsun çünkü.

-----------------------------------------
Eğer bu veya diğer bir yazım -veya eylemim- bir yerlerinize dokunduysa; sizi mutlu ettiyse, ilham verdiyse, düşündürdüyse, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmek için teşvik ettiyse vs. ve buna karşılık olarak bana para veya başka bir armağan iletmek isterseniz bi' ses verin lütfen: emreertegun@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazıyla ilgili yorum yapmak için...