Sayfalar

17 Eylül 2012 Pazartesi

"Medeniyet" derken?..


İstanbul gerçekten çok yoruyor artık beni. Çok sevimsiz gelmeye başladı. Bu koşturma, bu binalar, arabalar, soluduğumuz egzoz, sokaklarda-caddelerde milyonlarca insan...

Medeniyet denen şey tek dişi kalmış canavar falan değil de, koskocaman bir yanılgı! İnsanoğlunun bütün bunları kendine yapmasını aklım almıyor. Neden bu kadar çok çalışıyoruz? Çalışmayı azaltmayacaksak teknolojiyi neden geliştirdik bu kadar? Her şeyi makineler yapabiliyor, biz neden keyfimize bakmıyoruz?

Sahi neden bu kadar çok araba var? Neden bu kadar çok sırt çantası var? Her birimizin evinde çamaşır makinesi olması bu kadar zorunlu mu? Neden sorgulamıyoruz yahu bunları? Sırt çantası, en basiti... Şöyle büyük çantaları diyorum, kampçı çantası falan mesela... Veya bavul falan, diyelim. Yani yılda, ortalama insanın 2 kere birer hafta kullandığı bir şey mesela. Hadi Yazın 3 ay çok yoğun kullanıldığını varsaysak bile ortalama 6 kişiye bir çanta yetmez mi, yeter. Bütün bu çantaların durduğu bir yer olsa, ya da evlerde dursa da bi takip sistemi kurulsa. web üzerinden bunları yapmak da çok kolay. Demek ki, 6 çantanın 5'ine ihtiyacımız yok aslında bütüne baktığımızda.

Veya bu kadar çok araba olmasa hayat daha güzel olmaz mı? Onları da ortak kullanamaz mıyız? Önce, gerekli hesaplamalar falan yapılsın ve %80'i falan bi kenara konsun. ("Nereye koyacan o kadar arabayı" gibi sorularla gelmeyin, kalbinizi kırarım; orası hallolur) Ortada dursa hepsi, anahtarları üstünde... İhtiyacı olan alsa, gittiği yere gitse. Oradan da başkası alsa... Duraklarda insanları alsalar, gittikleri yöne götürseler... Tabii bu sadece özel kullanım kısmı, toplu taşımayı özendirmek, artırmak vs. çok daha önemli ve etkili. Ama bireysel rotaları da bu şekilde halletsek.Trafik bitti, inanılmaz zaman kazandık; çevre kirliliği %80 azaldı; insanlar daha fazla etkileşim haline girdi, falan...

Ne saçma şeyler yazıyorum yahu. Oldu olacak mülkiyeti tamamen kaldıralım, olsun bitsin. Olur ki bence... Hiç gerek yok bunlara, bu saçmalığa, bu koşturmaya...

Bir insanın nasıl 10 tane, 100 tane, 1000 tane evi olabiliyor, diğeri açlık sınırında yaşarken?..

Kan donduran istatistikler vardır ya hani; en dondurucusu benim nazarımda şudur: Dünyada her yıl silahlanmaya harcanan paranın %10'u ile açlık sorunu ortadan kalkabiliyor (umarım oranı doğru hatırlıyorumdur.). Ya bu bilgi orada dururken nasıl bu kadar rahat hayatımıza devam edebiliyoruz? Nasıl arabanın modelini yükseltmeyi düşünebiliyoruz? Nasıl işyerinde alavere dalavereler yapabiliyor, hırslarımıza kaptırıyoruz kendimizi? Nasıl bu kadar fütursuzca tüketebiliyor, iPhone 5 çıkınca mağazaların önünde kuyruk olabiliyoruz? Üretimde kullanılan madenlerin çıkarılması için çok kötü koşullarda çalışırken ölen insanları nasıl sindiriyoruz içimize? Samsung, keza, kullanmış olduğu bilmemne madeni nedeniyle 70 küsur kişinin ölümüne neden oluyor ama biz gidiyor HD televizyonundan koyuyoruz karşımıza...

Ben bayağı kızıyorum bu işlere yaa. Dayanamıyorum artık bu aptallıklara, bu görmezden gelmelere, umursamamalara...

Deniz demişti ki bir gün -ki çok güzel demişti- "Neyse ki ölümlüyüz yahu; bir de ölümlü olmasak insanoğlunun bu hırsı bizi nereye götürürdü artık. Şimdi yine arada sırada da olsa hatırlıyoruz da frenliyoruz belki kendimizi biraz olsun." O durumdaki hırsları, pislikleri gerçekten düşünemiyorum; şimdi bile böyleyken durum...

Nasıl yapmalı? Nasıl değiştirmeli bir şeyleri? Her gün herkesin kulağına fısıldayan bir sistem kursak, her gün "hey dostum öleceksin bir gün, yavaşla biraz, sakin ol, kasma bu kadar, gerek yok." dense işe yarayabilir belki. Her şey bir yana, bu kaçınılmaz son çünkü. Bunu kabul ettiğimiz ve teslim olduğumuzda rahata erecek gibiyiz bence.

Bu arada o kadar çok insan farkında ki, her şeyin kocaman bir yalan olduğunun. Ama herkes o kadar kabullenmiş ki, olan biteni değiştiremeyeceğimizi. Bi' ayağa kalkmayı bekliyor aslında... Büyük bir devrimden falan bahsetmiyorum (ki keşke olsa); hepimizin kendimizi ve ne için yaşadığımızı ciddi anlamda gözden geçirmemizden bahsediyorum.

Büyük çoğunluk (hatta çoğunluk da değil belki, bir kısım insan) bunu yapınca, sistem düşecektir, buna inanıyorum!

1 yorum:

Yazıyla ilgili yorum yapmak için...