Çoğu, bir süredir yaşayageldiğim şeyler ama ben hala inanamıyorum; hala, durmaksızın ve mütemadiyen coşkulanıyorum.
Banka hesabıma bakmaya doyamıyorum, yine sekiz yüz küsur lira olmuş! Merkez bankası gibi hissediyorum, adeta para basıyorum. Son birkaç haftada yine, yarısından fazlası hiç tanışmadığım insanlardan gelen, 10 TL ile 250 TL arasında değişen paraların, internet bankacılığından gördüğüm yansımasına bakmaya doyamıyorum. Sanırım kafayı yiyorum. Ama nasıl doyabilirim ki! Gördüğüm yansımalar, topluluk desteğinin vücuda gelmiş hali. Muhteşem!
Betül'e, yapacağı yolculuk için aradığı para konusunda destek olmak için adres defterimden bir grup insana e-posta gönderdim, gelen dönüşlere çok seviniyorum. Başka bir arkadaşımın 1.500 TL'ye ihtiyacı vardı, bulmakla kalmadık, "destek lazım mı?" mesajları halen devam ediyor. Hem de hiç tanımadıkları, adını bile bilmedikleri bi' insan için... Keyiften hop oturup hop kalkıyorum.
Kitap yazacağımdan ve yayınevleri ile bağlantıya geçmek istediğimden bahsediyorum, bir sürü kişi geri dönüşte bulunuyor. Bağlantılandığım bir kişi, göndermiş olduğum taslağı anında değerlendiriyor ve yakın olduğu bir yayınevi için uygun olduğunu düşündüğü cevabıyla dönüyor; bunla kalmayıp benim yazıları farklı yayın organlarında (hatta biri İngilizce) yayımlamak isteyebileceğinden bahsediyor. Puff!!
Tabii bu tip durumlarda bize öğretilen kendini ağırdan satmaktır; heyecanını, sevincini belli etmemektir ya, umrumda değil! Ahan da belli ediyorum! Çok da mutlu oldum, ihtimaller bile güzel! Gerçekleşmeseler ne gam!
Her geçen gün daha çok tanıdık-tanımadık kişi, yazdıklarımdan bir şekilde heyecanlanarak ya da ilhamlanarak yazıyorlar bana. Fikir ve hissiyat alışverişi yapıyoruz! Herkesin gündemi kendine has olmakla birlikte hepsinin ortaklaştığı bir yer var: Değişim, dönüşüm! Herkes kendi yolunu arıyor artık. Bize çizilen yolun yol olmadığını, -Gülengül'e selam olsun- elimize tutuşturulmuş haritaları yakıp kendi yolumuzu bulmamız gerektiğini daha çok kişi görüyor artık. Görmekle kalmayıp harekete de geçiyoruz artık, kafamızı kumdan çıkardık! Ohh!
Özellikle son birkaç gündür üstümüze çöken, olup biten, "kötü" olarak atfettiğimiz hemen her şeyle de barışığım artık. Arada unutuyorum bu barışma halini ama sonra hemen hatırlıyorum. Galiba gerçekten de bütün bunları deneyimlemek için gelmişiz bu dünyaya ve galiba gerçekten de "iyi" diye, "kötü" diye bir şey yok. Galiba doğruyla yanlışın olmadığı bir yerde buluşmamıza az kaldı! Bunlar için bir kanıtım yok ve "bir şeylere" körü körüne inanıyor değilim. Şüpheci ve beş duyuyla hissetmeden inanmayan yanım her daim tetikte. Ama altıncı duyum da aldı başını gidiyor, bakalım nerelere varacak!
Kitabı bir an önce bitirmek istiyorum ama araya bu yazı giriyor. İçimden bütün bunlar fışkırıyor, tutamıyorum!
Uçuyorum...
Bi' de...
Coşkumdan -nedense- biraz da utanıyorum.
-----------------------------------------
Bildiğin -ya da bilmediğin- üzere 2012 Temmuz'undan bu yana, bilerek ve isteyerek çalışmıyorum. Yani klasik anlamda "çalışmak"tan bahsediyorum tabii. Zira aslında hiç olmadığım kadar üretim halindeyim, ayrıca -yeri gelmişken- son derece keyifli ve afiyetteyim. Bu üretim sürecinde ortaya çıkan şeylerin çoğu bugünün piyasasında "para eden" şeyler değil ama bu, onların kıymetini azaltmıyor, içim ferah. Kendim ve diğerleri için daha güzel bir yaşam düşü, bu konuya kafa ve kalp yorma, yazıp çizme, bi'takım uygulamalar yapma ve buna kendini adama ne zaman para etmiş ki... Yok yok, katiyen şikayetçi değilim bu durumdan, hatta bunun için ayrıca şükran doluyum. Cidden!
Hayatımı sürdürürken az miktarda da olsa (ayda birkaç yüz tl) paraya gereksinim duyuyorum ve yaptıklarım, bu parayı çoğu zaman "doğrudan" getirmiyor. Hep bi'takım dolambaçlı yollar... Neyse ki bu yolları da seviyorum. ((:
Diyeceğim o ki eğer yukarıdaki veya diğer bir yazım -veya belki de bir eylemim- bir yerlerine dokunduysa; seni mutlu ettiyse, düşündürdüyse, sana ilham verdiyse ve içinde benim için bir şeyler yapmak üzere harekete geçme isteği duymana yol açtıysa, bunun sonucunda da bana para veya başka bir armağan iletmek istersen: emreertegun@gmail.com adresinden bana ulaşır mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...