Tam 29 gündür gazete okumadım, haber izlemedim. Evet evet, ben. Hani şu hayatını haberlere odaklamış, gelişmeleri an be an twitter'dan izleyen ben. Ne oldu yahu bana? Kendime döneyim derken bencilleşiyor muyum acaba? Bir anda olan biteni umursamamak... Aslında umursamamak da değil, hayallerime baktığımda diğerlerini, gezegeni en az eskisi kadar umursadığımı görüyorum; ama gidiş yolu biraz farklılaştı sanki.
Biraz yükleri üzerimden attım gibi. Olan biten binlerce boktan şeyin hepsini sırtlamam yanlıştı belki. Yüklendikçe daha çok ağırlaşıp, bir de bir şey yapamamak, yapamadıkça taşıyamaz hale gelmek çok mu doğruydu sanki. Roboski'de insanlar öldü diye en çok üzülme yarışmasına katılsam derece yapar, en kötü şartlarda mansiyon, jüri özel ödülü falan alırdım. Alırdım da n'olurdu acaba?.. Ferhat Encü'nün altıncı kez gözaltına alınmasını mı engellerdim mesela? Herkes benim ne kadar üzüldüğümü görüp, "O üzüldüyse bir bildiği vardır; durduralım şu savaşı!" mı derlerdi ya da?
İyi de şimdi ne yapıyorum ki? Yollara düşmece, insanlara dokunmaca planları, hayalleri... Çok mu naif ki?..
Bir de bu kadar ani bir kopuş çok mu tuhaf ki?
Değil belki de... Bana düşeni yapmak için doğru yola giriyorum sanki. Yapılan "iyi iş"ler illa ki kitlesel olacak diye bir kural da yok; ha mümkünse kitlelere ulaşmak tabii ki daha iyi. Ama bunun mümkün olmadığı zamanlarda da, elimizden geldiğince taş üstüne taş koyarsak görevimizi yapmış oluruz.
Mu acaba? Offf, karışık işler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...