doğrudan o paylaşıma gitmek isterseniz, sanırım -ve umarım- şu bağlantıdan ulaşabiliyorsunuz.
parayla olan ilişkimize ve paranın ne olduğuna bakmadan bu konunun şifalanabileceğini düşünmüyorum. para o kadar kötü, korkunç, şeytan bir şey mi; yoksa biz mi parayı kötü, korkunç, şeytan bir şey olarak kullanıyoruz.-----------------------------------------
objektif olarak bakıldığında para nötr bir şeydir, bir araçtır. çok güzel şeylere veya çok kötü şeylere (ne, kime göre güzel, çirkin; bu da tartışılır) kullanılabilir. para ile doğayı yok edecek yatırımlar yapabilir, fabrikalar da kurabilirsiniz; insanların -ve kendinizin- doğal ve sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için ihtiyaçları olan ortamı yaratmak için de kullanabilirsiniz. şu anki kapitalist ve faizli sistemin tezahürü olarak çok ciddi bir sermaye birikimi var ve bu sermayenin ne şekilde kullanılacağı, yarın dünyamızın neye benzeyeceğini ortaya çıkaracak. dolayısıyla şu anda ortalıkta dolaşan parayı güzel şeylere akıtmanın yollarını araştırmak bana çok iyi fikir gibi geliyor.
paylaşılan örnekle kendi hayatımı ve kendi deneyimimi bağlarsam eğer: temmuz 2012'de işimden ayrıldım ve tazminatımı alma şansım olduğu için inanılmaz şükran doluyum. tazminatla kalmayıp 8 ay boyunca işsizlik maaşı da aldım. tam da bu dönemde parasal durumumun rahat olması benim özgürce kanatlanmama ve dilediğim gibi yaşamama yol açtı. bu beni -öyle bir amacım yokken- acayip bir üretim haline soktu. çok düşünmeye, felsefe yapmaya, çokça okumaya ve yazıp çizmeye başladım. birilerine ilham verdim, birilerinden aldım vs derken hayatım tamamen değişti ve çok güzelleşti.
sonra baktım param bitiyor ve aslında bir sürü insan bana destek olmak istiyor. bir çağrı yaptım ve 11 ay boyunca tanıdık ve tanımadık dostların bana ulaştırdıkları paralar ile geçimimi sağladım ve yukarıda paylaştığım üretim halimin devamını sağladı. ayda ortalama 400 tl ile yaşamaya başladım bu arada ve bunun için özel bir çaba da sarf etmedim. ve bu kadar cüzi bir para harcıyorken, bunu düşünmek zorunda kalmamak benim için muhteşem bir şanstı.
uzattım çok ama bitiriyorum...
süreç devam etti etti etti... şu anda köyde yaşayan, permakültür kursu alıp kendine yeten, sürdürülebilir yaşam sistemleri kurmak isteyen bir insan haline geldim. bir yandan kitap yazıyorum ve düşüncelerimi, hayallerimi diğerleriyle paylaşmak, bulaştırmak istiyorum, falan da filan... tüm bu süreçte para korkum ve endişem olsaydı bu iş buraya varamazdı. önce işsizlik maaşına, sonra beni destekleyen 58 kişiye acayip şükran doluyum.
ben parayı seviyorum abi. para çok güzel ve işlevsel bir araç olarak kullanılabilir. birey olarak dikkat edeceğim şey, paranın bana ne şekilde geldiği ve benden nereye aktığıdır. ben parayı "temiz", yani doğa ve insan dostu yollardan kazanıyorsam ve yine doğa ve insan dostu kişi veya kurumlara aktarıyorsam bu, güzel bir enerji transferinden başka bir şey değildir bana göre. ve bu durumda, para benim dünya görüşüme göre tertemiz ve poppozitif bir şey haline gelir. ben parayı seviyorum!
tüm bunlar bir yana, parayı yok sayabilir ve tamamen parasız, en en en minimumda bir hayat yaşamayı da seçebiliriz. tamamen saygı duyarım ama benim yolum bu değil, en azından şimdilik.
özlediğim ve istediğim dünya vizyonumda paraya ihtiyaç yok, herkes armağanlarıyla yaşıyor ve ihtiyacı olan şeylere kolayca ulaşabiliyor. o dünya vizyonuna ulaşmak için ise, daha uzun bir süre paraya ihtiyaç duyacağız gibi görünüyor bana.
Eğer bu veya diğer bir yazım -veya eylemim- bir yerlerinize dokunduysa; sizi mutlu ettiyse, ilham verdiyse, düşündürdüyse, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmek için teşvik ettiyse vs. ve buna karşılık olarak bana para veya başka bir armağan iletmek isterseniz: emreertegun@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...