Bir yere gideceksin ve ucuz uçak bileti buldun ama için de
rahat etmiyor mesela. 1 saatlik uçak yolculuğu yerine 10 saatlik otobüs yolculuğu yapmayı düşünüyorsun, çünkü uçak yolculuklarının kat be kat daha fazla karbon salınımına yol açtığını biliyorsun.* Ama konfor ve hızlı gitme gibi etkenler ağır basıyor ve alıveriyorsun uçak
biletini. Çünkü diyorsun ki “İyi de ben gitmesem de başkası gidecek ve
bu sefer her halükarda yapılacak. O zaman niye rahatıma bakmayayım ki?”
Ama öyle değil işte! Neden biliyor musun? Her şeyden önce,
her türlü kararı verirken kendi bakış açınla ve değerlerinle vermen gerekliliği
var. Yani sonuca göre değil de iç tutarlılığa göre karar vermek lazım. Yani o
uçak her halükarda gidecek olabilir ama sen bunun bir parçası olmamayı seçerek,
en azından kendi üzerine düşeni yapmış olursun. Bu şekilde davranmak ve
kararları öyle almak, iç dengeni sağlamanı ve her şeyden önce kendine karşı
tutarlı ve samimi olmanı sağlayacaktır.
Ayrıca neden biliyor musun? Bu tip tutumlar her zaman için
bulaşıcıdırlar. Yani senin uçak yerine otobüsü tercih etmen çevrene,
eşine-dostuna da yansıyacak ve muhtemelen zamanla en az birkaç kişi benzer
şekilde tutum alacak, bu olmasa bile birçok kişinin aklına soru işaretleri
düşürmüş olacaksın. Bu nedenle bu seçimin aslında sadece senin seçimin olmaktan
çıkacak, başkalarına da dokunacak ve bu dokunuş sonrası onların değişen
tercihleri yine kendilerini ve başkalarını etkilemeye devam edecek. Yani
kartopu etkisi yaşanacak.
Bir de neden, biliyor musun? Bu seçimin, bir ihtimal bir
uçak seferinin iptaline bile yol açabilir. Nasıl mı? Çok sallama bir örnek
kuracağım ama bu örnekteki mantığın çok mantıklı olduğunu göreceksin. Yani oranlar
sallama ama mantık, mantıklı. Özhava Havayolları’nın A şehrinden B şehrine
günde 3 tane seferi olduğunu ve bu seferlerin devamı için en az %60 dolu
olmaları gerektiğini varsayalım; ortalama %60’ın altına düştüğü anda günlük seferlerden
birini iptal ediyor olsunlar. (%60 oranı sallama ama belli bir orandan sonra
ediyorlar illaki.) Firma yetkilileri uçak doluluk oranlarına göre, haftada bir
sefer sayılarını gözden geçiriyor olsunlar. Eğer o haftaki doluluk oranı kritik
oranlarda ise ve senin bilet aldığın alternatifte, tam da %60 doluluğu ucu
ucuna sağlanıyorsa, almadığın takdirde de %59,4’e düşüyorsa mesela, bir anda
her gün yapılan bir uçak seferinin artık yapılmadığı bir duruma gelmiş
oluyoruz. Ne güzel, hımm?
Bu örneği bu konuları dert ettiğini varsayarak verdim bu
arada ve hayatımızda karar verebileceğimiz hemen her şeye uygulanabilir bir
mantık olduğunu düşünüyorum. Yani aldığımız her kararın, attığımız her adımın, mümkün mertebe
düşlediğimiz dünya ile tutarlı olması her şeyden önce kişinin kendisi için önemli;
bununla birlikte bu kararların ve adımların her biri bizimle sınırlı kalmayıp
diğer insanları da etkileme gücündeler. Ayrıca %60 örneği gibi bir durum
tesadüf ederse, o kararın doğrudan ve hızlı bir etkisi bile olabilir duruma.
Ama doğrudan olmasa da dolaylı etkileri yayılarak ilerleyecektir. İşte bu
nedenle, yazının ilk satırında yansıttığım gibi yaklaşma, olmaz mı?
Ha bu arada, çevre ve dünyamız konusunda hassas bir insan
olmakla birlikte yakın zamana kadar uçak yolculuğunun yol açtığı karbon
salınımının üstünde çok durmuyordum; bir şekilde göz ardı ediyordum galiba. Ama
biraz araştırıp bu yolculukların yıkıcı etkisini fark ettim ve artık iki kere
düşüneceğim. Mesela 1 ay önce İstanbul’dan İzmir’e gelirken otobüsle aynı
fiyata uçak bileti de vardı ama almadım.
Bu, bir daha asla uçağa binmeyeceğim anlamına geliyor mu, şu
an itibariyle bilmiyorum. Yani bir gün Batman’a yolum düşerse -ki düşecek-,
belki 30 saat (attım!) yolculuk yapmayı göze alacak mıyım, bilmiyorum. Veya
daha uzaklara, yurtdışına falan gidersem mesela… Ama bu konu hep gündemimde
kalacak ve -eğer yaparsam- her uçak yolculuğuna karşılık bu zararı telafi
edecek bir şey yapacağım mesela belki. Çünkü artık biliyorum ve bu bilgi bana
sorumluluk da getiriyor.
Sen de her uçağa binişinde, her naylon poşet tüketişinde,
her ucuz işgücü -veya daha da kötüsü çocuk işgücü- kullanılan ürünleri
tüketirken iki kere düşün, istiyorum. Mutlaka bir etkisi olacak çünkü. Bunu
bil.
-----------------------------------------
Eğer bu veya diğer bir yazım -veya eylemim- bir yerlerinize dokunduysa; sizi mutlu ettiyse, ilham verdiyse, düşündürdüyse, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmek için teşvik ettiyse vs. ve buna karşılık olarak bana para veya başka bir armağan iletmek isterseniz bi' ses verin lütfen: emreertegun@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...