İki önceki yazımda 'Büyük olan yanlıştır' diye bir şeyler gevelemiştim. Yok, gevelemiştim dediğime bakmayın, yazdıklarımın arkasındayım da böylesine konularda deneme yazıyor olmak işi çok basitleştirmişim gibi hissetmeme yol açıyor, ondan. Gerçi sorun da bu değil mi? İşlerin, tüm yaşamın çok karmaşıklaşması...
Basitleşmemiz, küçülmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şu anda bildiğimiz, kafamızı, gündemimizi meşgul eden neredeyse her şeyin, yanlış meşguliyetlere yol açtığını, beynimizi işgal ettiğini öne sürüyorum. (Bu arada 'işgal' ve 'meşguliyet' kelimelerinin aynı kökten geldiklerini de an itibariyle fark ediyorum, ki konumuzla hiç ilgisi yok.)
Bir an duralım ve kendimize bakalım, olmaz mı? Dertlerimiz ne, neyi sorun ediyoruz, ne gibi endişelerimiz var? Gelecek endişesi, faturalar ve ekstreler, ödenmesi gereken krediler, -varsa- çocuğun masrafları vs. en önde gelmiyor mu çoğumuz için? Hemen sonrasında iş yerindeki mutsuzluğumuz, 'ilerideki rahat yaşam' (apayrı bir tartışma konusu, biliyorum) için bugünden verdiğimiz tavizler, satın almamız gereken ve yoksunluğunu hissettiğimiz eşyalar falan... Bunlarla kalsa iyi, bunlar sadece kişisel gündemimiz. Ülke ve dünya sorunları, yönetimle ilgili hoşnutsuzluklar, vergiler, çatışmalar, savaşlar, ölenler, sürünenler, açlık, sömürü, haksızlıklar... Bitmez ki...
Tamam, sıkıcı bir yerde durduk, geçiyoruz. Şimdi bir de hayatta gerçekten ihtiyacımız olan şeyleri düşünelim. Olmazsa olmazlarımız barınma, güvenlik, beslenme; hemen ardından sosyalleşme, sonrasında cinsellik vs... Sıralama çok önemli de değil şu anda bu yazı için (ama yine de isteyenler, bunları daha derli toplu anlatan Maslow'a kulak verebilir), vurgulamak istediğim şey aslında bizi mutlu edecek şeylere ulaşmanın o kadar da zor olmaması gerektiği. Yaşamın bu kadar mücadele edilmesi gereken bir alan olması ise gerçekten sistemin kocaman bir aldatmacası sanki...
Şimdi dönüp bir önceki paragrafı okuduğumda kafamda sadece kocaman bir soru cümlesi oluşuyor; arkada beyaz fon, siyah harflerle ve galiba Times New Roman veya Arial ile yazılmış: "Ne gerek var abi?"
Gerçekten de bunca koşuşturmaya ne gerek var? Bu kadar mücadele etmeye ne gerek var? Mutsuz olmalara ne gerek var? Bu depresyon niye? Bu iç sıkkınlıkları niye? Değiyor mu peki bütün bunları yaşamamıza?
'Ne yapmalı?' kısmına yine gelemedim; sanırım -ve umarım- sonraki yazı(lar)da...
Emreeee çok iyi dedin. Ama çareyi de yaz yakın zamanda.. Bitsin şu sonsuz hoşnutsuzluk, depresyon..
YanıtlaSilTek bir çözüm yolu yok elbette. Ama yazıcam ((: Gerçi bissürü insan bissürü mecrada yazıp çiziyor uzun süredir, benim de yazmışlığım var... Ama tekrar etmek, altını kalın kalın çizmek lazım, evet (;
Silhttp://www.youtube.com/watch?v=wy04c-6DEgE
YanıtlaSil