Son zamanlarda şehirden bir 'dönüşüm hareketi' çıkmayacağına tam da iyice ikna olup Flora'ya -hem de belirsiz ve uzun süreli- gitmişken (bir nevi 'yerleşmişken') Gezi direnişinin başlaması ve bende çok ciddi bir umut dalgasına yol açması sonrasında İstanbul'a geldiğimi yazmıştım geçenlerde. ('Göçebe Günler'de yazmıştım; bu yazıya da orası için başladım ama 'İçimden Sohbetler'e daha uygun gelişti.)
Hatta yazdığım gün, müdahaleden hemen önceki günmüş; tabii o zaman haberim yoktu. Ertesi gün parktayken ciddi bir gaz bombardımanı altında parktan zar zor çıkacağımdan, bütün gece Harbiye ve Nişantaşı'nda sokaklarda olacağımdan (Nişantaşı'nda direnmek mi, Nişantaşı'nda barikat mı?) da haberim yoktu. Dahası muhteşem bir refleksle Abbasağa'da bir forum düzenlenmeye başlanacağından, hemen ertesi gün İstanbul'da -birine benim de katıldığım- birçok parka sıçrayacağından ve sonraki günlerde diğer illerde ve ilçelerde de bu halk forumlarının yayılacağını hayal bile edemezdim.
Peki ya sonra Cumartesi toplaşmalarında on binlerin Taksim'de toplanmaya devam etmesi (yine polisin müdahalelere de devam etmesi ama her müdahalede hareketin daha da güç kazanması), LGBTT yürüyüşünün inanılmaz coşkusu, bütün yürüyüş ve toplaşmalarda Lice'de olan bitene daha önce hiç olmadığı kadar sahip çıkılması, bununla kalmayıp zamanında -maalesef- yeterince ilgi çekmeyen Roboski'ye sahip çıkmalar, çok daha eskilerden Sivas olaylarının yıl dönümünde Kadıköy'de toplanan 15 bin kişi... Nasıl anlatsam, neresinden tutsam, hiç bilemiyorum.
Ama çok güzel şeyler oluyor. Burası kesin bilgi. Nereye gideceğini kestirmek çok güç ama gerek de yok. Her şey akışında ilerliyor ve olması gerekenler oluyor. Birkaç yıldır başladığına şahit olduğum ama çok yavaş ilerleyeceğini sandığım uyanışın hızlanması ve büyük kitlelere yayılması; birçoğumuzun doğaya gereken önemi vermeye başlaması; doğanın sahibi değil, parçası olduğumuzu görmeye, anlamaya başlamalarımız; herkesten projelerin, fikirlerin fışkırması ve hemen harekete geçiyor olmalar... Birlik beraberlik duygusu, paylaşımın inanılmaz artışı, parklarda sürekli takas şenlikleri, armağan çemberleri, diğer çalışma grupları, atölyeler...
Şehre bakışım değişti resmen; orta vadede muhtemelen yine doğa ile daha yakın temas kurabileceğim bir hayatı tercih edeceğim ama şu anda buralar da pek güzel oldu!
Çok acayip şeyler oluyor, farkında mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...