Ön not: Bu yazıyı Yeşil Gazete de paylaştı, mutlulukla bağlantıyı paylaşmak isterim: http://www.yesilgazete.org/?p=86455
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gezi Parkı’nın dağıtılmasından sonra İstanbul’un dört bir yanında ve birçok şehirde ortaya çıkan park forumlarının daha iyi çalışması için kısaca gözlemlerimi aktarmak ve bazı öneriler sunmak istiyorum.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gezi Parkı’nın dağıtılmasından sonra İstanbul’un dört bir yanında ve birçok şehirde ortaya çıkan park forumlarının daha iyi çalışması için kısaca gözlemlerimi aktarmak ve bazı öneriler sunmak istiyorum.
Ama öncelikle,
- Bu önerileri, 3 gün Yoğurtçu Parkı’nda, 2 gün Cihangir
Parkı’nda ve 1 gün Abbasağa Parkı’ndaki forumlara katılımım sonrası oluşan
gözlemlerimden, süreçte sohbet ettiğim arkadaşlarımdan, geçtiğimiz günlerde 350
ekibinden Nadine‘in vermiş olduğu kısa bir eğitimden sonra aklımda kalanlardan ve
kendi fikir yürütmelerimden süzmeye çalışacağım.
- Bu öneriler, her zaman iyileştirilmeye ve geliştirilmeye
muhtaçtırlar; ulaşılabilecek en iyi fikirler olduğunu düşünmüyorum elbette.
- Burada yazdıklarımın bütün süreci ve konuları kapsadığını
da sanmıyorum. Yüksek ihtimalle, değinmem gereken çok önemli konulara
değinmemiş olabilirim. Her türlü öneri, ekleme ve itiraza açığım.
- Ayrıca tüm bunlar her parkta ve ortamda, farklı şekillere
eğilerek bükülerek kullanılabilirler. Tek tip bir yöntem oluşturmak gibi bir
derdim yok; zaten istesem de yapamam bunu.
Gözlemler
-
2 haftadan daha uzun bir süre devam eden Gezi
direnişinin dağıtılması sonrasında Abbasağa’da başlayan forumlar tüm İstanbul
parklarına -zamanla diğer illere de- yayılmış ve direniş güç kazanmıştır.
-
Forumlara katılım oranı ve heyecan epey yüksek bir
şekilde devam etmektedir.
-
Forumlarda hiyerarşik bir ortam yaratılmamaya
çalışılmakta, zaten bu tip belirtiler hissedildiği anda katılımcılar tepki
vermektedir. Bu, çok olumlu bir durum olmakla birlikte, ortak hareket etme ve
belli konulara yönelme konularında bazı zaaflara yol açtığını da not etmek
lazım.
-
Bununla birlikte, forumlarda organizasyonu ve
koordinasyonu sağlayan ekipler kendiliğinden ortaya çıkmakta ve -umuyorum- bu
ekiplere katılmak isteyenler kolayca katılıp işlerin ucundan tutabilmektedir.
-
Forumlarda her gün 1 veya 2 kişi kolaylaştırıcı olarak
görev almaktadır.
-
Forumların en başında katılımcılar listeye isim yazarak
veya sıra numarası alarak, sırayla söz almakta ve paylaşmak istediklerini
paylaşmaktadır.
-
Söz alanlar sıkça aynı konuları tekrar etmekteler.
Ayrıca herkesin gündemi ve aklındakiler farklı olduğu için bir konudan diğerine
sıçramalar halinde devam ediyor konuşmalar.
-
Forumlarda hem yerel sorunlarla ilgili paylaşımlar (bir
otobüs durağının kaldırılması gibi), hem de çok daha uzun boylu talepler (seçim
barajının düşmesi) dile getiriliyor.
-
İlk birkaç günün sonucunda çalışma grupları, atölyeler
kurulmuş ve bu gruplar da çalışmalarına devam etmektedirler.
-
-Bildiğim kadarıyla- her forumun facebook grupları
ve/veya sayfaları açılmış ve tartışmalar, öneriler, fikirler, forum haricinde
buralarda da paylaşılmaktadır.
-
Bu facebook grupları ve sayfalarına üye olan binlerce
kişi, süreçle ilgili -ve hatta bazen doğrudan ilgisi olmayan- her türlü
videoyu, haberi, kampanyayı, fotoğrafı buralarda paylaşmakta; bu nedenle
yüzlerce, binlerce paylaşım arasında ilgilenilebilecek paylaşımları takip etmek
mümkün olmamaktadır.
-
Bütün forumların toplantı notlarını toparlamayı
hedefleyen bloglar, web siteleri ve yine facebook grupları da kurulmuştur.
--- Önerilere geçmeden önce bütün bu süreci çok sağlıklı
bulduğumu paylaşmak isterim. Yani kimi aksaklıklar, konu tekrarları, facebook
gruplarının çok karmaşık olması vs… Bütün bunları geçmemiz gereken adımlar
olarak görüyor ve yavaş yavaş düzenlenip toparlanmaya başlamamız gerektiğini
düşünüyorum. Bu yazıyı yazma nedenim de bu sürece katkıda bulunmak zaten.---
Öneriler
Forum işleyişi
-
3 haftaya yakın süren Gezi direnişi ve sonrasında
yaklaşık 10 gündür süren bir forum süreci var. Bu, özellikle çalışan kesim için
çok yorucu ve yıpratıcı bir durum. Yavaş yavaş yorgunluklar ve yılmalar olmaya
başlamadan önce, biz bilinçli bir şekilde makul bir hale çekmeliyiz bu
forumları. Büyük forumların haftada bir veya iki kere yapılması, onun dışında
çalışma grupları, atölye ve masaların kendi verecekleri kararlara göre,
istedikleri sıklıkta toplanmalarını gerçekleştirmelerini öneriyorum.
-
Büyük forumun haftada bir veya ikiye çekilmesinin
sonucunda atölyelerin ve çalışma gruplarının toplantılarının forumla
çakışmamasını sağlamamız gerekiyor.
-
Forumlardaki kaotik ortamı yavaş yavaş daha verimli
toplantılara çevirebilmemiz gerekiyor. Bunun için, forumları ne gibi yöntemleri
uygulayarak gerçekleştirmemiz gerektiği başlı başına bir konu ve uzun uzun
tartışılmayı, bunun için de komite kurulmasını gerektiriyor. Cihangir’de 23
Haziran günü uygulanan Açık Alan Teknolojisi tarzı çalışmalar uygulanabilir
mesela. Ayrıca 27 Haziran’da Abbasağa’da sıraya girerek söz alanlardan önce,
grupların toplantı sonuçlarının paylaşıldığını gördüm; bu da çok olumluydu.
-
Yöntem konusu gerçekten çok önemli, altını çizmek
istiyorum. Toplantı veya forum ne şekilde işleyecek, karar alma gibi bir işlevi
olacak mı, olacaksa karar alma süreci ne şekilde olmalı (oy birliği, oy
çokluğu, 2/3 çoğunluk, uzlaşma vs.) gibi konuların üzerinde tartışılmasını çok
önemli buluyorum.
-
En başta onlarca -ve hatta- yüzlerce kişinin söz almak için
isimlerini yazması ve bu liste üzerinden gidilmesini sağlıklı bulmuyorum. Ortalama
5 kişinin söz almak için sıraya girmesi, sonra yeni bir 5 kişinin belirlenmesi
çok daha sağlıklıdır. Böylece dinamizm yükselecek, başta konuşmak istemeyip
sonrasında bir şeyler paylaşmak isteyen kişiler söz alabilecek, başta söz almak
için isim yazdırıp toplantıdan ayrılanları anons edip bekleyerek vakit
kaybedilmeyecektir. Daha birçok faydasını sayabilirim bu yöntemin.
-
Hatta kolaylaştırıcının inisiyatif ve yönlendirmesiyle,
konuşmayan grupların söz almasını sağlaması çok güzel olmaz mı? ‘Şimdiki 5 kişiyi kadınlardan seçelim’, ‘daha gençlerden seçelim’, ‘diğer parklardan gelenlerden seçelim’,
gibi.
-
Konuşmacılar arasında genelde duraksama olmuyor ve
hemen bir sonraki konuşmacı konuşmaya başlıyor; dinlediklerimizi
sindiremiyoruz. Her konuşmacıdan sonra, yine kolaylaştırıcının gözlemleri ve
yönlendirmeleri doğrultusunda 30 saniye veya 1 dakika gibi bir zaman
beklenebilir; olumlu veya olumsuz çok tepki alan bir konuşmadan sonra -belki-
herkes yanındakiyle kısacık fikir alışverişi yapabilir.
Web’den örgütlenme
-
Kurulan facebook sayfalarında çok fazla şey
paylaşıldığı ve bu çok verimsiz bir ortam doğurduğu için facebook üzerinden
kurulan oluşumların, facebook sayfası olarak kurulması gerektiğini, forumda
herkesin onayıyla seçilen bir grubun toplantı notlarını, -alınıyorsa-
kararları, atölyeleri ve çalışma gruplarını duyurduğu bir mecra haline getirmesi gerektiğini
düşünüyorum. Facebook gruplarında da bir yandan paylaşımlar yapılmaya devam
edilir elbette, ama paydaşların olan biteni hızlıca anlamasını sağlayacak bir
mekanizma olarak sayfalar daha uygun.
-
Bundan da iyisi, her forumun kolay takip edilebilir,
kullanıcı dostu bir web sitesine veya bloga sahip olması aslında. Bununla
ilgilenebilecek kişiler varsa bu yol daha da olumlu bana kalırsa.
-
Forum notlarının yayınlandığı web sitesi, blog ve
facebook sayfalarının koordineli olması ve her birinin kendine ulaşan notları
diğerlerine de iletmesi gerekiyor. Tek bir site üzerinden gitmesini önermeyi
düşündüm ama olası bir sayfa kapanması veya hacklenmesi gibi durumlara karşı yedekli
gitmekte fayda var.
Siyasi Hareketler
-
Bu süreçte kaçınılmaz olarak kimi siyasi denemeler,
girişimler başladı ve bunun arkası gelecektir. İlk aşamada ayrı ayrı
örgütlenmeler ve toplaşmalar yaşanması doğaldır. Ancak tüm bu örgütlenmelerin
çalışmalarının, zaman içinde diğerleriyle ortaklaşmak ve buluşmak üzere
yapılandırılması gerekiyor. Aksi takdirde birçoğuna sempati duysam da sürekli
birbirleri ile didişen -oy oranları itibarı ile söylüyorum- küçük sol
partilerin kaderiyle karşı karşıya kalınacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...