Bu aralar -son 1 ayda- okuduğum, ilham veren çok enteresan kitaplar var. Aslında ilginçtir, bu kitaplarda yazan şeyleri bir şekilde kendi kafamda evriltiyorum bir süredir; sonrasında karşıma çıkan bu kitaplar düşüncelerimi güçlendiriyor ve belli temellere oturtuyor gibi. Teknolojinin vardığı nokta, insanın zamanını nasıl geçirdiği, kurallar-kanunlar ve bunların işlememesi, paylaşmak gibi konuları içeren, daha iyiye nasıl ulaşabileceğimizi bir şekilde anlatmaya çalışan çok farklı ve aslında çok da örtüşmeyen kitaplar.
- "Göğü Delen Adam" var mesela. Elif bulmuş nereden bulmuşsa, elime tutuşturmuştu Ankara'da. Papalagi'den bahsediyor, yani göğü delen adamdan, yani Avrupalı beyazlardan... Okyanusya'da bulunan bir yerli kabilesinin liderinin, 1900'lerin başlarında yapmış olduğu Avrupa seyahati sonrası, orada görmüş olduğu "uygarlık"a olan eleştirilerini içeriyor. "Ev"e, "iş"e, "meslek" kavramına, "zaman"a olan yaklaşımımıza vs vs. Bugün itibariyle baktığımızda da, güncelliğinden herhangi bir şey kaybettiğini düşünmüyorum yazdıklarının. İnanılmaz bir yalınlıkla halkına sesleniyor, belki biraz da yakarıyor... Papalagi'ye kanmamaları için.
Dün ikinciye okudum hatta. Çok iyi, çok öneririm.
- Sonra "Mülksüzler" var, Ursula K. Le Guin'in 70'lerde yazmış olduğu bir çeşit ütopya olan klasik roman. Kuzencim Elçin almıştı doğum günümde de, anca okuyabildim. Anarres adlı gezegende Anarşist bir dünya kuran Odocuları ve onlardan birinin, günümüz dünyasına benzeyen Urras'ta yaşadıklarını anlatan bir roman. Roman olarak keyifli olmasının ötesinde, arka planda anarşist bir dünyayı -hatalarıyla ve ortaya çıkacak sıkıntılarla birlikte- başarılı bir şekilde tasavvur edebilmiş ve bana göre, nasıl bir yaşam kurmamız gerektiğini anlatan bir kitap.
- Unabomber'ın manifestosu olan "Sanayi Toplumu ve Geleceği" de ilginç, hem de çok. "Abuk sabuk" kitaplar okuduğumu gören Özcan verdi onu da. Bir kısmımız hatırlar belki, ABD'de bir adam (Unabomber) 80'lerde ve 90'larda, teknoloji merkezleri gibi yerlere bombalı mektuplar, paketler göndererek adını duyurmuş, sonrasında da yanılmıyorsam (aslında kalkıp bakabilirim ama üşeniyorum) Washington Post ve New York Times'ı tehdit ederek manifestosunu bu gazetelerde 6 punto büyüklüğünde yayınlatmış (90'ların başları). İşte bu manifestoyu kitap olarak basmışlar. Kabaca sanayi toplumunun ne büyük bir yanılgı olduğunu ve insanın özüne hiç uymayan hayatlar yaşadığımızı anlatıyor, diye özetleyebiliriz sanki. İçinde yazan her şeyin doğru olduğunu savunmak mümkün değil ve metnin yazar(lar)ı da sürekli olarak bütün bunların tartışmaya açık konular içerdiğini söyleyegeliyorlar zaten. Ama çok ilginç ve bir çoğu çok doğru olan mesajlar içeriyor bana göre. İçinde şiddet içeren kısımları kendi adıma ayıklıyorum, ayrıca solculara da yerli/yersiz çok fazla giydirmiş sağ olsun; ama her şey bir yana, gerçekten ufuk açıcı, insanı farklı şekilde düşünmeye zorlayan bir metin. Öneririm...
Bütün bu kitaplardaki konular -sanki özellikle de sonuncusu- üzerinden ne biçim okuma-tartışma grupları yapılır aslında... Offf!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazıyla ilgili yorum yapmak için...